Bu yazıyı yazdığım için beni biraz aceleci olmakla suçlayan olabilir ancak testi kırılmadan, parçalanmadan bu yazıyı yazmanın daha yararlı olacağını düşündüm.
Süper lig başlayalı üç hafta oldu. Henüz galibiyetimiz yok!

Ligden düştükten sonra yapılan eleştirinin çok fazla hayrı da yok.

Genç, eğitimli, sporla donanımlı bir başkan adayı dediler, herkes arkasında durdu, kent sanki kırk yıldır tanıyormuş gibi bir kişi bile itiraz etmedi rahatça rakipsiz bir şekilde başkan seçildi.
Bana gücenmesin ama kendisini ilk kez kongre salonunda gördüğümde kürsüde konuşmasını izlediğimde yakın çevremdekilere aynen “Bu genç Antalyaspor’u zor yönetir” dedim.

Bu düşüncemi en başta kongreden sonra kaleme alacaktım yanlış anlaşılmalara neden olur diye erteledim. Bizim görevimiz yol yakınken yanlışları yazmak uyarmaktır. Varsın başarılı olsun mahcup olan biz olalım…

Dua edelim ben yanılmış olayım!

Antalya’yı Antalyaspor camiasını iyi bilen bir gazeteci olarak tekrar söylüyorum bu genç arkadaş bu kafayla Antalyaspor’u yönetebilir ama asla başarılı olamaz. Bana o güveni vermedi. Üç haftalık neticeye bakarsak bu düşüncemi mahcup etmeyecek, doğruluyor gibi görünüyor. Daha ligin bitimine çok var, zamanı var toparlar başarır diyenler olacaktır. Saygı duyarım, öyle olmasını başarmasını da bir Antalyalı olarak canı gönülden isterim. Kaybedilen puanların telafisi yok mu elbette var telafi için daha yolun başında olduğumuz doğrudur ancak hataları yazmaz isek o telafiyi bulacak zamanda bulamayabiliriz. Şimdi 3 hafta geride kaldı hiç galibiyetimiz yok, ligin dibindeyiz ve onun için bu yazıyı yazıyorum!

Antalyaspor kentin kulübüdür, kentin takımıdır, herkesin ortak değeridir. Kent dinamiklerini arkasına alamayan bir spor organizasyonu asla başarılı olamaz. Şimdi merak ediyorum bu genç başkan acaba hiç Antalya Kale Kapısı’ndan geçmişmidir. Orada esnafın bir bardak çayını içip, Antalyaspor sohbeti yapmış mıdır? Yada ATSO’yu, üyesi olduğu AKTOB’u, üniversiteyi, STK’ları ziyaret edip, destek istemiş midir, tanışmış mıdır? Belki de başkan kentin kendi ayağına gelmesini bekliyor da olabilir, buda ayrı bir bakış açısı tabi!

Benim anlatmak istediğim kentin takımının kentiyle buluşması bütünleşmesidir. Taraftarın, camianın heyecanı, sinerjisidir. Bunu başarmak içinde başkan ve yönetimin çaba sarf etmesidir. Bizim taraftar kendisine tepeden, 5 yıldızlı bir otelin penceresinden bakan kişilerden pek hoşlaşmaz!

Şehirde şu anda bir süper lig heyecanı göremiyorum. En basitinden Lig başlayalı üç hafta oldu şehrin kaç noktasında Antalyaspor bayrağı var ki? Böylesi muhteşem bir stadı ancak yönetimiyle, taraftarıyla sivil toplum örgütleri, medya ve kenti yönetenler kenetlenir, el ele verirse doldurabiliriz.

Bu sinerjiyi enerjiyi yaratacak olan şehri yediden yetmişe ateşleyecek olan yine Antalyaspor’un Başkan ve yönetimidir. Şu anda kentte benim gördüğüm böyle bir coşku, heyecanı yoktur. Alanyaspor’da ki heyecanın sahiplenmenin sinerjinin yarısı şu anda Antalya’da yok. Peki neden? Doğrusunu yazmak gerekirse Antalya’nın Antalyaspor’a olan ilgisizliği sadece bu yönetimin suçu da değil. Sebepleri belli. İyi çalışılır, insanlara güven verilirse ilgi artar. Alanya’nın nüfusu kaç ki stadı doldurabiliyor, takımına sahip çıkıyor da koskoca Antalya sahip çıkmıyor? Kulübün alt yapısını güçlendirmek çok iyi. Barcelona modeli kolej süper fikir ama tüm bunları temsil eden başarıdır, verilen emeğin karşılığının alınmasıdır, kentin bu işe dahil edilmesinden geçer. Bize Antalyaspor’u kendi çıkarları için kullanan değil, Antalyaspor’un kullanacağı imkanlarından enerjisinden faydalanabileceği, üretken gönüllülere ihtiyacı var. Başarıda veya başarısızlıkta kendini kentine karşı sorumlu hisseden, kısacası takım mağlup olduğunda Kalekapısın’dan geçerken utanacak üzülecek başkan lazım.

İthal başkan olmaz mı olur elbette ama ithal olanının da yerlisi vardır. Kendini kente karşı, taraftara karşı sorumlu hissedecek başkandan söz ediyorum! Bu yazıyı yazan kim diye sağa sola soran değil kentini iyi tanıyan başkan lazım.

Spor birliktir, spor kardeşliktir spor sahaları iyi bir gaz alma arenasıdır. Statlar bunun için yapılır, maçlar bunun için oynanır, kulüpler bunun için kurulur. Eğer siz kent halkını 12´inci oyuncu olarak saha süremiyorsanız bu tür organizasyonlara çekemiyorsanız başarılı değilsiniz, bir yerde hatalar yapıyorsunuz demektir. Bildiğimiz kadarıyla Antalyaspor Kulübünün öteden beri gelen oldukça yüklü borcu da vardı. O borçların akibeti hakkında da bilgi sahibi değiliz. Tek bildiğimiz acil ödemelerin bir kısmının yapıldığıdır. Parasal konular tabii ki önemli ve ayrı bir yazı konusudur. Onu daha sonra yazacağım,

Şimdi bu genç başkanımız kendisine güvenen başkanlığa refere eden insanları mahcup etmeyecek şekilde çalışma içine girmelidir. Takımı kentle buluşturacak, coşkuyu heyecanı ortamı da sağlamak bu konuda projeler üretmek durumundadır. Başarı olursa taraftar takıma sahip çıkar kent maça tıpış tıpış gelir mantığı doğru değil. Ya başarılı olunmaz ise.. O zaman üç beş kadar kalan vefakar, cefakar taraftarınızı da kaybedersiniz.

Yazı biraz incitebilir, bana darılmayın gücenmeyin sakın!

Bu yazı Antalyasporun iyi olması için yazılmıştır.

Kimseyle kişisel derdim yok!

Sadece Antalya kaygım var!

Çünkü başka Antalya yok.

3 HAFTA GERİDE KALDI İŞTE KARNEMİZ

YORUM YAZ

Yorumunuzu yazın
Adınızı girin