Herkesin morali bozuk, canı çok sıkkın…

Niye?

Kiminle konuşsam enseyi karartmış, moral bozucu can sıkıcı olumsuz cümleler kullanıyor.

Belki de en çok ihtiyacımız olan bir dönem de pozitif enerji yerine herkes bir birine negatif enerji pompalıyor.

En çok kullanılan olumsuz kelime ise “kriz”

Kullananlar yayanlar ağırlıklı ‘Kriz fırsatçıları’

Krizi veya olumsuz havayı tırmandıran yine biziz. Kendi ayağımıza kurşun sıkmakta üzerimize yok!

Adamın cebinde parası var, yediğinden içtiğinden lüks hayatından vazgeçmiyor ama ‘kriz var’ deyip piyasaya borcunu ödemiyor veya öteliyor.

Devlet özellikle Rusya krizinden kaynaklı turizm ve tarım sektörüne yeter veya yetmez bazı destekler verdi. Borçların ötelenmesi, mali destek vs hepsi TBMM’den geçti.

Buradan sormak istiyorum; Turizm sektörünün borçlarını öteledi, mali destek paketleri açıkladın da karşılığında onlar ne verecek?

Hükumet tarım ve turizm sektörüne verdiği kriz desteğinin karşılığında mutlaka bazı şartlar ortaya koymalıydı. Krizden etkilenen sektörler gücünü kullanarak devletin kapısını çaldı ve koparabildiği kadar destek kopardı.

Peki krizi bahane ederek onlarca garibanın işine son verenler yine onlar değil mi?

Yine krizi bahane ederek onlarca küçük esnafa yani tedarikçi firmalara borçlarını ödemeyen, veya aylar sonrasına öteleyenler kim?

Antalya yatağa doydu, yatak obezi olduk yatak teşviki vermeyin diye yazıp çizerken kimse bizi dinlemedi, bugün yandık bittik Ruslar gelmiyor batacağız diyenler düne kadar durmadan yatağa yatırım yaptılar. Antalya ve çevresinde hala otel inşaatları devam ediyor. Neden?

Plansız programsız, devlet parası ve banka kredilerine dayalı turizmcilik olur mu? Olursa işte sonucu böyle oluyor. Bugün Rusya yarın başka bir ülke Antalya’ya gelmiyorum dediğinde yine benzer krizler yaşanacaktır. Turizm veya bir başka sektörün böylesi kritik durumlar karşısında bir B planı var mı acaba? Var olduğunu ben düşünmüyorum.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti olarak her sene çok sayıda yabancı gazeteci ağırlıyoruz Antalya’da kentin ülkemizin tanıtımına katkı sağlıyoruz. Cemiyet olarak bizim otelimiz, uçağımız, acentemiz veya turizmden gelir elde eden bir mağazamız filan yok. Kentimizin tanıtımına katkı sağladınız diye kimse bize teşekkür de etmiyor. Ben teşekkürden vazgeçtim inanın gelen bir yabancı gazeteciyi bir gece misafir edebilmek için kapı kapı oda dilendiğimi çok hatırlıyorum. Ruslar gelmiyor, Avrupa satışları düştü diyerek ağlayanlar şu saate kadar destek için kapımızı çalmış değil.

Biz hangi krizden bahsediyoruz acaba?

Sahiden kriz var mı?

Borcunu ötelemek veya ödememek için kimse bu bahanelerin arkasına sığınmasın. Kriz yok memleketi keriz yerine koyanlar var.

Herkes devasa tesisler yaparken uzun vadeli planlar da yapacak. Böylesi olumsuz durumlar karşısında kriz planlarını devreye sokacak. Durmadan odaya değil var olan odaları cazip hale getirecek satabilecek alternatif yatırımlara pazarlara yönelecek.

Hiç kimse kriz var deyip bahaneler üretip ağlayıp sızlamasın zaten bu hareketin kimseye faydası da yok!

Biz ne krizler görmüş atlatmış bir milletiz. Bu da geçecektir.

Kimse moralini bozmasın.

Türk turizmi belki de tarihinin en önemli sınavını veriyor.

Sınavın neticesini;

Bu yaşadığımız olumsuzluklar bittiğinde,

Bulanık sular berraklaştığında,

Karanlık geceler aydınlandığında göreceğiz artık!

Aydınlık yarınlarda buluşmak üzere…

YORUM YAZ

Yorumunuzu yazın
Adınızı girin