Geçtiğimiz haftalarda Kültür ve Turizm Bakanı olan Numan Kurtulmuş, bakan olur olmaz ayağının tozuyla turizmcilerle ilk buluşmasını Antalya’da gerçekleştirmişti.

Kurtulmuş, bakan Türkiye geneli için 50 milyon Antalya bölgesi için de 20 milyon turist hedefi açıkladı. Bana göre de oldukça reel hedeflerdir.

Türkiye’nin yatak kapasitesi ve misafire sunulan imkânlar açısından rakiplerimize göre oldukça avantajlı durumdayız. Türk turizminin önündeki engelleri kaldırırsak eğer, bakan beyin sözünü ettiği hedeflerin üzerine çıkabiliriz. Bizim tek dezavantajımız güvenlik ve siyasi nedenlerdir.

Hatırlayacaksınız belki Bakan Kurtulmuş’un Antalya’da yaptığı ilk toplantının davetli listesine yönelik benimde bazı eleştirilerim olmuştu. Burada amacımız bağcı dövmek değil üzüm yemektir. Her daim bu sektörün gelişmesi sorunlarını çözmesi ve hak ettiği seviyeye ulaşması için çabaladım.

Buradan bir kez daha belirtmek isterim ki, yeni Kültür ve Turizm Bakan Numan Kurtulmuş bu sektör için bir şanstır. Bu konuda hepimiz hemfikiriz.

Sayın Kurtulmuş, bakanın turizmcilerle ilk buluşmasını Antalya’da yapması önemlidir. Türkiye’nin turizm yükünü çeken kent Antalya’dır. Tabi ki bir bakanın sektör buluşmasını turizmin başkenti konumundaki bir şehirde yapması da, o bakanın bu kentin hakkını teslim ettiğini gösterir. Bizde sayın bakanın hakkını teslim ediyor, kendisine teşekkür ediyoruz.

Bizim itirazımız toplantıya aynı kurumdan 8-10 kişinin davet edilmesi ve gerçekten bu oyunun kurucuları olan bazı sektör temsilcilerinin, paydaşların davet edilmemesiydi. Bu konuda bakanlık yetkilileri aradı ve eleştirileri dikkate alacaklarını, en kısa zamanda Antalyalı turizmcilerle sayın bakanı buluşturmak üzere geniş katılımlı bir toplantı ayrıca yapacaklarını söylediler. Ben kendilerine duyarlılıklarından dolayı teşekkür ediyorum.

Türk turizmi son yıllarda çok hızlı büyüdü. Planlı ve sağlıklı büyüme her zaman bizi hedeflere ulaştırır. Her olumsuzluktan direkt etkilenen sektörlerin başında gelir turizm. Turizm endüstrisi cari açığımızı kapatabileceğimiz birinci sektör, üstelik çevre dostu ve bacasız sanayidir.  Bu bağlamda Numan Kurtulmuş’un devlet ve siyasi tecrübesi sektörün önünün açılması ve sorunların çözümü için yeterlidir.

Bana göre, bu sektörün kamburu, yıllardır ele geçirdikleri üstelik yasası bile olan yapının içine çöreklenmiş fosil kafalardır. Bal kaymak koltuklarını koruyabilmek için her dönemin adamıdır bunlar. Turizmin tek sahibi sanki onlarmış gibi dolaşırlar ortalıkta. Bakan bey gibi etiketli insanları etkilemek için de en kaliteli yağı kullanırlar.

Sayın bakan turizm sektörünün sorunlarını bu fosil kafalardan dinlerken, onları muhatap alırken değişik ses ve görüşleri de mutlaka dikkate almalıdır. Kafa yapıları iyice eskiyen bu tiplerin tek derdi ballı kaymak koltuklarını korumak. Onların önceliği koltuklarını korumaktır, turizmin sorunlarını çözmek filan değildir.

Kendisini yakinen tanıdığım aynı zamanda içimizden biri meslektaşım Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman’a tüm bunları fırsat buldukça anlatıyorum. Çok çalışkan, gayretli ve bilinçli bir bakan yardımcısına sahip Kültür ve Turizm Bakanlığı. Başarı için alt kadroların da sektörü tanıyan bilen uzmanlık alanı turizm ve kültür olan kişilerden oluşması gerekir.

Son yıllarda işe alınan bakanlık kadrolarının çoğunun bu sektör ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, sorunların çözümü için değil, bürokratik engellerle ayak direyen, işi yokuşa süren bir yapıda olduğunu duyuyorum. Yeni bakanımızın hepsini gözden geçireceğine inanıyorum.

Sezonun tam ortasındayız. Kırık dökükte olsa toparlanmaya başladığımızı gözlemliyorum. 2016 yılı krizi ve Avrupa pazarındaki olumsuzluklar yüzünden panik yapan otelcilik sektörü maalesef hiç yapmaması gereken bir hata ile fiyatları kırdı ve şu anda Antalya’da otel fiyatları yerlerde sürünüyor. Misafir sayılarımız artarken, gelirlerin düşmesinin sebebi budur.

Rakip ülkelere giden misafirlerin oralardan hiç memnun olmadıklarını biliyoruz. Hatta İspanya’da turizm hayatı pahalılaştırdı diye misafiri dövmeye başladılar. İspanya sahillerinde güneşleyen turistlerin üzerine pis koku sıkıp, “Ülkemiz de turist istemiyoruz” diye eylemler yapmaya başladılar.

Türkiye gerek iklim ve hizmet kalitesi, gerekse fiyat yönünden son derece avantajlı bir turizm ülkesidir. Avantajımızı dezavantaja dönüştüren çözmemiz gereken çok fazla mevzularımız var. İçeriden dışarıdan adeta dört koldan saldırıyorlar ülkemize. Böyle bir dönemde turizm yapmakta kolay değil. Allah herkesin yardımcısı olsun.

Türkiye’mizin aydınlık yarınları için her zamankinden daha çok çalışmamız lazım. Başarmak için, içerideki dışarıdaki yamyamlara karşı hepimiz uyanık olacağız, üzerimize düşen ne varsa yapacağız.

Aydınlık yarınlarda buluşmak üzere…

YORUM YAZ

Yorumunuzu yazın
Adınızı girin